Çevre kirliliği, insan faaliyetleri nedeniyle doğal çevrenin kirlenmesi ve zarar görmesi olarak tanımlanabilir. Bu kirlilik, su, hava, toprak, deniz ve orman alanlarını etkileyebilir ve insan sağlığına, ekonomiye, biyolojik çeşitliliğe ve iklim değişikliği gibi çevresel faktörlere zarar verebilir.
Dünya genelinde çevre kirliliği sorunu yaşanmaktadır ve birçok ülke bu sorunla karşı karşıyadır. Çin, Hindistan, Rusya, ABD ve Japonya gibi ülkeler, çevre kirliliği ile mücadele etmek için çeşitli tedbirler almaktadır. Ancak, hala önemli çevre kirliliği sorunlarına sahiptirler.
Çevre kirliliği, su kirliliği, hava kirliliği, toprak kirliliği ve gürültü kirliliği gibi birçok farklı türde olabilir. Örnek olarak, tarım ilaçları, endüstriyel atıklar, maden işletmeleri, petrol sızıntıları, trafik emisyonları ve nükleer atıklar, çevre kirliliği sorunlarına neden olabilir.
Çevre kirliliğinin sonuçları arasında, insan sağlığına zararlı olabilen hastalıkların artması, biyolojik çeşitlilik kaybı, iklim değişikliği ve ekonomik kayıplar yer alır. Özellikle, su kaynaklarının kirlenmesi, içme suyu temininde sorunlara neden olabilir ve toprak kirliliği, bitki yetiştirme için uygun olmayan arazilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca, hava kirliliği, astım, KOAH ve diğer solunum yolu hastalıklarının artmasına neden olabilir.
Çevre kirliliği sorunu, uluslararası çevre politikaları ve yasalarla ele alınmaktadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Avrupa Çevre Ajansı (EEA), çevre kirliliği sorunlarını izlemek ve çözmek için çalışmaktadır.