Sebateizm, tanrı veya ilahların var olmadığına inanan bir düşünce veya felsefe sistemidir. Sebateistler, evrenin ve yaşamın doğal süreçlerin sonucu olduğuna ve herhangi bir ilahi varlık ya da tasarımın olmadığına inanırlar. Sebateizm, bazıları tarafından ateizmin veya agnostisizmin alt bir dalı olarak kabul edilir.
Sebateizm terimi, Yunanca “sebastes” kelimesinden gelmektedir, bu kelime “saygıdeğer” veya “onurlu” anlamına gelmektedir. Bu terim, 19. yüzyıl Fransız düşünürü Pierre-Simon Laplace tarafından kullanılmıştır. Laplace, “Ben Tanrı’yı hesaplamama ihtiyaç duymuyorum” ifadesiyle tanınmıştır ve evrenin mekanik yasaları tarafından yönetildiğine inanmıştır.
Sebateizm, özellikle bilimsel yöntemler ve akıl yürütme ile ilgili olarak da açıklanabilir. Sebateistler, var olan kanıtlara dayanarak evrenin doğal süreçler tarafından açıklanabileceğine ve bu süreçlerin yasalarının bilimsel yöntemlerle keşfedilebileceğine inanırlar. Bu nedenle, bilimsel gerçeklerin yanı sıra, bilgi ve felsefi mantık ile de ilgilenirler.
Sebateizm, ateizm ve agnostisizm ile karıştırılabilecek bir kavramdır. Ateistler, tanrıların var olmadığına inanırlar ve agnostikler, tanrıların var olup olmadığına ilişkin kesin bir kanıt olmadığını düşünürler. Bununla birlikte, sebateistler, ilahi bir gücün varlığına ilişkin herhangi bir kanıtın olmadığını düşünürler.
Sebateizm, tarih boyunca birçok düşünür tarafından savunulmuştur. İlk olarak, MÖ 5. yüzyılda Yunan filozofu Demokritos, atomların tesadüfi olarak bir araya gelmesi sonucu evrenin oluştuğunu savunmuştur. Daha sonra, 18. yüzyılda İskoç filozofu David Hume, doğal teolojinin çürütülemez bir kanıtı olmadığına inanarak sebateizmi savunmuştur.
Sebateizm, bazıları tarafından eleştirilebilir. Özellikle, sebateizm ile ilişkili birçok kişi, yaşamın anlamını ve amacını tartışırken zorluk yaşayabilir. Bununla birlikte, sebateistler, yaşamlarının anlamını kendilerinin belirleyebilecekleri ve anlam arayışında akıl yürütebilecekleri konusunda ısrar ederler.